Hüseyin Akın ile; Şiirin Derinlerine ve Hayata Dair…


Konuşturan: Ömer Korkmaz

Biz Hüseyin Akın’ı şair olarak tanıyoruz. Fakat deneme kitapları şiir kitaplarından daha fazla. Şairin diğer türlerle münasebeti nedir? Burada bugün bir sınır çizilebilir mi? Bir verimin diğer bir verime olumlu/olumsuz etkileri var mıdır?

Yazmaya söylemek istediklerimi söyleyemediğimi fark ettiğim an başladım. Kafa dilimin kafamın sahası ile sınırlı olduğunu fark ettiğimde kendime yeni ifade imkânları aramaya koyuldum. Hayat içinde gördüklerim ve yaşadıklarım söylediklerimin çok fevkindeydi çünkü. Bu durum beni çok küçük yaşlardan itibaren yazı ve çizi ile tanışmaya sevk etti. İlk olarak başkalarının yazdıklarını yazarak başladım işe. Bazı yazarların yürüdükleri yol çizgilerinin üzerine basarak yürüdüm bir süre. Yunus Emre’ye öykündüm, Akif ’i tekrarladım, Necip Fazıl’ı taklit ettim. Onların bana açtıkları boşluğa yerleşmek istiyordum. Kafa dili ile söyleyemediklerim onların şiir diliyle söylediklerinde gizliydi. Bunu en iyi şiirle yapacağım kanaati belirdi. Yayınlama hedefi olmadan kendi kendime konuşur gibi yazdım bir süre. Böylelikle ilk şiirlerimi defterlerde yayınladım. Çok müstesna insanlarla paylaştım defterimi. Herkesin nimbuslu havalarda bir tarafa savrulduğu zamanlardı. Marşlara ve sloganlara düşmüştü birçok şeyi açıklamak. Bir taraftan da çizgi ile uğraşıyordum. Karikatürle konuşabileceğimi, buna yeteneğim olabileceğini düşünüyordum. Yazının beni ifade etmekte yetersiz kaldığı zamanlarda karikatürle anlaşıyordum insanlarla. Şiirin yetmediği yer onun bana kendini yeterince yazdırmadığı yerdi. Yazar içindekini en marifetli şekilde dışarıya vurabilecek şey hangisi ise onunla yazar. Dilinin kilidini o an şiir açıyorsa şiirle deneme çözüyorsa denemeyle dener bunu. Bugün itibariyle bakacak olursak, kafa dilinin imkânları daha bir azalmıştır. Türlerin iç içe girdiği bir dünyada yaşıyoruz. Şiir, öykü ve deneme arasında bir geçişlilik olduğuna inanıyorum. En ağır, en zengin ve en pahalı malzemeye ihtiyaç hisseden bunlar arasında şiirdir. Şiir deneme ve öyküye göre çok masraflı, ama çok daha dayanıklı ve zamana karşı mukavemetlidir. Şiirden artan malzemeleri hiçbir zaman zayi etmemişimdir. Ya denemede kullanırım onları ya da öyküde. Annelerimizin fazla kumaşlardan yastık ve minder yapması gibidir bu.

Devamı 34. sayımızda…

Önceki Mahalle Mektebi Düzlem Programına Konuk Oldu
Sonraki Mustafa Aydoğan ile; Şairin Hayata Duruşu Üzerine...