Mehmet Kahraman – Yağmurda Konuşmak


İşten çıkmış eve doğru yürüyordu. Hava kapalıydı ve tek tük yağmur damlaları düşüyordu. Bir an kararsız kaldı. Otobüsü mü beklemeli yoksa yürümeli mi? Doktorun söylediklerini düşününce yürümeye karar verdi. Hem ıslansam ne olacak ki, ahmak ıslatan sonuçta, bir şey olmaz diye geçirdi içinden. Olur mu? Üşütürsem olur. Ama üşütmem. Üşütecek bir hava yok. Yağmur şiddetini arttırırsa eve varana kadar. Alt tarafı yarım saatlik yol, varana kadar yağmur şiddetlenmez. Ayrıca şiddetlenecek olursa dolmuşa binerim.

İki dolmuş geçti binmedi. Fakat yağmur biraz daha hızlanmıştı. Keyfini çıkarayım dedi. Kravatını gevşetip gömleğinin ilk düğmesini çözdü. Başında serinliği hissediyordu. Tıp tıp damlıyordu kafasına. Adımlarını genişletti. Bir dolmuş daha geçti, içi kalabalıktı. Tam el edecekken yağmur diner belki diye düşündü. Bir ara hafiflemişti. Otobüs durağının yanına gelince eşi aradı. Durakta soluklanıp telefonu açtı.

Buraya yağmur yağıyor, geliyor musun diye sordu kadın.
Geliyorum dedi. Bir şey istiyor musun?
Ekmek al dedi. Bir de yoğurt. Akşama meyve almayı unutma.
Tamam dedi. Ben yürüyorum. Başka bir şey yoksa kapatıyorum.

Devamı 31. sayımızda…

Önceki Köksal Alver - Yalandan
Sonraki Mahalle Mektebi 32 (Kasım-Aralık 2016)