Cihan Aktaş – Evimi Kendim Yapsaydım


Çoğu insan gibi benim de ideal bir evim vardı, geçen zaman içinde bu evi farklı beklentilerle yeniden ve yeniden inşa ettim. Değişime açıklık ideal evin bir özelliği olsa gerek. Başlangıçta belirgin olan özellikler ise sağlamlık ve mahalleye açıklıktı. Mahalle içinde büyüdüm. Oynadığım oyunlar sokağa taşıyordu. Beri taraftan bir evi yaşanmaya değer kılan asli niteliği de sağlamlık olsa gerekti. Rahmetli anneannem Erzincan depremi sırasında beş çocuğunu yitirmiş ve bir süre divane gibi dolaşmış ortalıkta. Onun yası hiçbir zaman sona ermedi. Deprem günlerini tekrar ve tekrar anlatırdı ve ben onu dinlerken “deprem öldürmez bina öldürür” sözü üzerine düşünürdüm. Mimarlığı meslek olarak seçmemin bir sebebi, depreme dayanıklı evler yapmanın sırrına ulaşmak olabilir. Sağlam, hafif, genişlemeye açık, mahalle içinde, ferah, toprağa ve gökyüzüne dokunabilir, aydınlık… Bu özelliklerin hepsini taşıyan bir ev artık nadiren bulunabilir.

Yaşadığım bir evde beni en çok rahatsız eden neydi? PVC kaplama ve sivri topuklu terliklerle gezinen üst komşu. Bangır bangır müzik, kirli koridorlar, kertenkele baskını, ikide bir arıza yapan su tesisatı, çalıştığım odaya uzak mutfak, çalıştığım odaya açık mutfak.

Kiralık bir eve en çok hangi sebeplerle bağlandım? Sessizliği, sesleri, rahat ve hızlı hareket etmeye izin veren boşluklu alanları, sokağı, yeşil esintileri…

Evlendiğim yıla kadar yaşadığım ev sayısını bir solukta sayabilirim. Sadece dört. Refahiye’ye bağlı Bekolar köyündeki lojman, Refahiye içindeki Cami Şerif Mahallesi’nde yol üstünde iki ev ve nihayet 1973’ten 1984’e kadar on yıl yaşadığım annemle babamın Küçükyalı’daki evi. Daha sonra neredeyse otuz yıl boyunca hemen her sene ev değiştirdim. Şehir ve ülke taşınmaları değildi bunun tek sebebi. Ev sahibiyle en küçük bir anlaşmazlıkta, hadi taşınalım, diyorduk eşimle; bazen de taşındığımız ev bir sebeple bize uzun süre yaşanamaz geliyordu. İleriki yıllarda çocukların okullarına yakın olma tercihiyle taşındığımız da oldu.

Bir evden diğerine taşınmak, verilmiş emeği geride bırakmak anlamına da geliyor. Bir önceki evi kapı pencere kasaları, dolapları döşemeleri, su tesisatıyla bir ölçüde kendi usulünüze göre düzene sokmuşken taşındığınız evin farklı problemlerine kafa yormak zorunda kalıyorsunuz. Taşınmalar öğreticidir. Tesisat ve badana ustalarının eksik bıraktığı sizi maharet sahibi kılar.

Devamı: Mahalle Mektebi 19

Önceki Mahalle Mektebi 19 (Eylül-Ekim 2014)
Sonraki Mahalle Mektebi 20 (Kasım-Aralık 2014)